Kredi Kentleri ve Sosyal Kredi Sisteminin Sınırları
Kentsel Dönüşümün Kontrol Toplumuna Giden Yolculuğu
Editör’den;
“Kentsel Dönüşüm” hepimizin bir vesile kulağına çalınmış bir kavram. Bu dönüşümü şu an için sadece kentlerin çehresinin yenilenmesi vechesiyle görüyoruz belki ama onda bile bir sınıfsal demografi inşasının beraberinde yürüdüğünü müşahade etmek hiç zor değil. Kentlerin merkezi semtlerinde oturan yoksulların mahallelerinden sökülüp, kentin dış çeperinde yapılmış beton bloklara taşınarak, onların yaşadığı mahallelerin yenilenip üst sınıfların lüks yaşam alanları haline getirildiği şu an yaşanmakta olan bir vakıa.
Öte yandan, taşrada maden ve benzeri açıdan zengin alanlarda yaşayan köylüleri, asırlardır yaşadıkları o toprakların yeraltı ve/veya yerüstü zenginliklerini sömürmek gayesiyle yaşam alanlarından koparıp, ilçe ya da il merkezlerinde inşa edilmiş kibrit kutusu gibi üst üste dizili betondan hücrelere tıkıştırmak da kentsel dönüşümün kullanıldığı sistemli bir politika.
Peki kentsel dönüşüm politikaları sadece bu kadarla mı kalacak? Elbette hayır. Aslında kentsel dönüşümün “Akıllı Şehirler” politikalarına kentleri hazırlayan bir ön adım olduğunu söylersek, pek de mübalağa etmemiş oluruz.
“Akıllı Şehir” konsepti, kentlerin küresel olarak birbirine bağlı bir ekonomide rekabet etme ve kent sakinlerinin refahını sürdürülebilir bir şekilde sağlayabilme ihtiyacı olarak tanımlanıyor. Avrupa Parlamentosu 2014’de “Akıllı Şehir” kavramını şöyle tanımladı: “Akıllı Şehir, çok paydaşlı, belediye odaklı ortaklık temelinde BİT tabanlı çözümler ile kamu sorunlarını çözme yaklaşımını benimseyen şehirdir.”
Yine 2014 yılında ISO - International Organization for Standardization, Uluslararası Standardizasyon Örgütü ‘Akıllı Şehirleri’ şöyle tarif etti: “Şehrin planlamasını, yönetimini, inşasını, akıllı hizmetleri kolaylaştıracak Nesnelerin İnterneti, Bulut Bilişim, Büyük Veri ve entegre Coğrafi Bilgi Sistemleri gibi yeni nesil bilgi iletişim teknolojilerinin uygulandığı yeni bir kavram ve yeni bir modeldir.”
ITU - International Telecommunication Union, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin 2016’daki tarifine göre ise, “Akıllı ve sürdürülebilir şehir, mevcut ve gelecek nesillerin ekonomik, sosyal, çevresel ve kültürel ihtiyaçlarını gözetirken; yaşam kalitesini, şehircilik hizmet sunumunun verimliliğini ve rekabet gücünü artırmak için bilgi ve iletişim teknolojilerini ve diğer araçları kullanan yenilikçi bir şehirdir.”
Hepsinin toplamından görüleceği üzere Akıllı Şehirler aslında Kentsel Dönüşüm ile varılmak istenen son noktayı bize gösteriyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın hazırladığı Akıllı Şehirler Portalı’nda da açıkça ifade edildiği üzere, aslında “şehirlerin geleneksel olarak kullandıkları yönetişimi dönüştürmek hedeflenmektedir.”
“Yönetişim”, günümüzde gittikçe artan oranda kullanılan bir kavram haline geldi. Yönetişim kavramının, özellikle kamuda yeniden yapılanma sürecinde “kamu yönetimi” kavramı yerine kullanıldığını görmekteyiz. Bu noktadan bakar isek, Bakanlığın da açıkça söylediği şudur ki, “Akıllı Şehirler” kamu yönetimini dönüştürmeyi hedefleyen bir projedir.
Peki ne yöne doğru bir değişim bu arzulanan? İşte
çevirisiyle aşağıda okuyacağınız “Kredi Kentleri”, akıllı şehirlerin yapısına ve işleyişine yönelik plan ve projeleri irdeleyen ve “sosyal kredi sistemi” adı altında, odağına Çin’deki uygulamaları alıp incelemek suretiyle, vatandaşlık puanlama sistemini bir çerçeveye oturtarak değerlendiren, Shazeda Ahmed’in bir değerlendirme makalesidir.Shaza Ahmed, Stanford ve Berkeley gibi IVY League üniversitelerin Enformasyon Teknolojileri bölümünde görev yapan genç bir araştırmacı- akademisyendir. Türkçe çevirisini yayınladığımız Ahmed’in bu çalışması, Amerikan Hava Kuvvetlerinin destekleri ile Alabama merkezli Amerikan Havacılık Üniversitesinin 2019 yılında yayımladığı, Nicholas D.Wright editörlüğünde kapsamlı bir bilim heyeti tarafından hazırlanmış olan Artificial Intelligence, China, Russia, and The Global Order adlı eserin içerisinde yer almaktadır.
Bu konuda etraflıca düşünen herkes, Kredi Kentleri işleyişinin yapı taşı olarak karşımıza çıkan “Sosyal Kredi Sistemi” ile yeni bir ‘makbul vatandaş’ inşasının hedeflenip hedeflenmediği sorusunu kendisine soracaktır. Teknolojinin vardığı imkanlar sayesinde, gelecekte insanlığı bekleyen “kontrol toplumu” için, insanları bu aşırı kontrolcü düzene razı etmenin konfor mekanizmalarını da barındıran bir çaba olarak değerlendirilebilir Kredi Kentleri.
Kentsel Dönüşüm projeleri ile fiziki altyapısı hazırlanan, Akıllı Şehir projeleri ile yönetimsel dönüşümü ve küresel uyumu sağlanan yaşam alanları, Kredi Kentleri vesilesiyle hayata geçirilecek kontrol toplumuna mı hazırlanmaktadır derseniz; velhasılıkelam, günümüzdeki görüngüleriyle Kentsel Dönüşüm, Kontrol Toplumuna doğru bir yolculuk mudur diye sorarsanız, bizim yanıtımız “evet” olacaktır.
Kredi Kentleri ve Sosyal Kredi Sisteminin Sınırları
Orijinal Adı; “Credit Cities and the Limits of the Social Credit System“
Shazeda Ahmed, Artificial Intelligence, China, Russia, and the Global Order; Chapter 7
Özet
“Kredi Şehri”, bireylerin ve işletmelerin güvenilirlik derecesini belirlemek için yerel yönetimlerin ve teknoloji şirketlerinin verilerini birbirleriyle paylaştığı bir şehirdir. Bu yazı, teknoloji şirketlerinin ve hükümetin “sosyal kredi sistemi”nin pilot uygulamalarında kullandığı kredi şehirleri konseptini inceleyerek, sosyal kredi sisteminin teknolojik altyapısını oluşturmak için devlet-şirket işbirliğine yönelik ilk çabalara ışık tutmaktadır. Ant Financial ile ortak olan Suzhou ve JD Finance ile çalışan Fuzhou olmak üzere iki kredi şehri örneğinin yanı sıra merkezi hükümet tarafından yürütülen “Xinyi+” projesi incelenmekte. Mandarin literatürü incelendiğinde, Çin'in büyük teknoloji şirketlerinin, bugüne kadar yapay zekadan (AI) çok az yararlanan veya hiç yararlanmayan daha sınırlayıcı, yerelleştirilmiş projeler üzerinde devletle işbirliği yaptığı görülmektedir. Politika yapıcılar ve akademisyenler de bu süreçte, sistemin ilerleyebilmesi için iyileştirilmesi gereken düşük veri kalitesi ve dışarıya kapalı veri tabanlarıyla ilgili endişelere işaret eden kritik zorluklar tespit etmişlerdir.
Giriş
Çin'in sosyal kredi sistemi hakkında yazılan hemen her İngilizce haberin girişinde, dijital sensörlerin ve kameraların her yerde olduğu, insanların her hareketini kaydedip yargıladığı bir dünya tasvir edilir ki bu gerçekten oldukça uzak bir sahne olmasına rağmen Çin hükümetinin vatandaşlarından topladığı verilerle gerçek anlamda ne elde etmeyi umduğu sorusunu da beraberinde getirmektedir. Divining a Digital Future adlı kitaplarında Genevieve Bell ve Paul Dourish (2011), bilgisayarların ve sensörlerin günlük yaşamın akla gelen her alanına yerleştiği ‘her yerde olan bilişim’e ilişkin gelecek öngörülerine başlangıçta yön vermiş, onlarca yıl öncesine dayanan efsane üretiminin resmini çekmektedir. ‘Günümüzün her yerde olan bilişimini’ inceleme çabaları, her yerde olan bilişimin başlangıçtaki ideallerinin çoğuna az çok ulaşılmış olsa da, bu fikrin büyük teknolojik ve kültürel gelişmelere ayak uydurmak için yeniden ambalajlanmaya devam ettiğini hatırlatmaktadır. Akıllı şehirlerde daimi erişilemez bir her yerde olan bilişim ideali, örneğin Çin'de, Birleşik Devletlerdeki benzer projelerden farklı şekillenmektedir. Akıllı şehir konseptine güncel bir dönüş olan Kredi Şehri (信用城市), bilgi teknolojisi şirketlerinin Çin hükümetine bir sosyal kredi sistemi oluşturmada yardımcı olma çabalarından doğmuştur.
Sosyal Kredi Sistemi
Sosyal kredi sistemi, kara listeler, hükümet içi ve kamu-özel veri paylaşımı ve güvenilir addedilen (守信) davranışları ödüllendirmenin bir karışımı (Daum, 2017) yoluyla önceden var olan Çin yasalarını kuvvetlendirmek için ülke çapında sarf edilen bir çabadır, ki bu, Başkan Yardımcısı Mike Pence'in “insan hayatının neredeyse her yönünü kontrol etmeye dayanan Orwellci bir sistem” (Pence, 2018) tanımlamasından çok farklıdır. Çin hukuku akademisyenleri, sosyal kredi sisteminin mevcut durumu ve teknolojiye olan bağımlılığı hakkında yanlış haber yapan bazı yabancı medya haberlerini çürütmüştür (Horsley, 2018). Çin dışındaki birçok gözlemcinin sistem hakkında sahip olduğu temel inançlar -tek bir sayısal puanda bütünlendiği, yüz tanıma özellikli kameraların ve diğer dijital sensörlerin bu puanları hesaplayan merkezi bir hükümet veritabanını sürekli güncellediği- yanlıştır. Sahadan elde edilmiş kanıtlarla desteklenmiş daha dengeli bir görüşe ihtiyaç vardır.
Kredi şehirlerinin tasarımı ve hayata geçirilmesi, saha araştırmamda odaklandığım Çin'deki gerçekliğe açılan önemli bir pencere sunuyor. Kredi şehirlerini anlamak, Çin hükümetinin (ulusal ve belediye düzeyinde) hem bireylerin ve şirketlerin güvenilirliğini değerlendirmek hem de bu yargıları kamuoyuna aktarmak amaçlarıyla teknoloji şirketleriyle nasıl çalıştığını anlamada bir giriş noktası sağlıyor. Kredi şehirleri, çok daha geniş bir sosyal kredi sistemi kurma hedefinin deneysel bir yönünü oluşturmakta, sosyal kredi sistemiyle neyin amaçlandığına dair bir anlayış ortaya koymakta ve bu doğrultudaki beklentilerin önündeki engellerin belirlenmesine yardımcı olmaktadır.
Kredi Şehri Tam Olarak Nedir ve Kredi Şehirleriyle Amaçlanan Nedir?
Kredi şehri, bireylerin ve işletmelerin güvenilirlik derecesini belirlemek için yerel yönetimlerin ve teknoloji şirketlerinin verilerini birbirleriyle paylaştığı şehirdir. Bu şekilde tanımlanması, Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu'nun (NDRC) ev sahipliğinde şehir yönetimleri ve teknoloji şirketlerinin ortaklığıyla 2017'den bu yana iki kez düzenlenen yıllık Kredi Şehirleri İnşa Zirvesi (中国城市信用建设高峰论坛) toplantılarında yapılan konuşmalar ve raporlardan ötürüdür. En son zirvede yaklaşık dört düzine şehir temsil edildi. Kamu ve özel sektör verilerinin bir karışımının değerlendirilmesiyle ortaya çıkan değer yargıları - bazı durumlarda sayısal bir puan veya sözlü bir derecelendirme kişinin veya şirketin, kredi şehrinde faydalanabileceklerini belirlemede bir temel oluşturur. Bireyler için sağlanan avantajlardan bazıları arasında, örneğin, depozitosuz otel odası, daire, ofis ve bisiklet kiralama yer almaktadır. Şimdiye kadar kendilerini kara listelerde bulanlara ek cezaların uygulandığı çok az örnek görülse de, aynı yargılar, bireylerin ve işletmelerin belirli eylemlerde bulunmalarını kısıtlamak için de kullanılabilir.
Kredi Kentleri Zirvesi'nin önemli liderlerinden biri olan NDRC müdür yardımcısı Lian Weiliang, “Sosyal kredi sisteminin inşasında, kentler hiç şüphesiz deneysel çalışmalarda ilk adımları atacak önemli bir konumdadır ve aynı şekilde kentsel kredi oluşumuna öncülük etmede yerel yönetimlerden daha iyi icracılar bulunamaz” demiştir (Lian, 2017).
Bu ve benzeri konferanslara katılan birçok hükümet temsilcisi, hükümet birimlerinin birbirleriyle ‘Kamusal Kredi Bilgisi’ni (公共信用信息) paylaşamadığı ve ayrıca yeteri kadar ‘Ticari Kredi Bilgisi’ne (市场信用信息) erişemediği bir “Bilgi Adaları” (信息孤岛) olgusundan yakınmaktadır. İlkine örnek olarak, bir kişinin vergi kaçırma gibi bir davranıştan dolayı kara listede olup olmadığı, ikincisine ise Çinli teknoloji devi Alibaba'nın Taobao'su gibi e-ticaret platformları üzerinden yapılan çevrimiçi alışveriş faaliyetlerine ilişkin veriler verilebilir. Kredi şehirleri; kamu ve piyasa kredi verilerini birbirine bağlayan; kara listelerin, kırmızı listelerin ve bazı durumlarda derecelendirmelerin halka açık çevrimiçi incelenmesini sağlayan; ve farklı şehirlerin geliştirmeye başladığı giderek artan bir dizi ek uygulamayı içeren platformlardan oluşmaktadır.
Davranışları yönlendirmeye yönelik bu laboratuarlarda iki tür proje öne çıkmaktadır:
Alana dayalı kredi verisi izleme için yeni çevrimiçi platformlar oluşturmak üzere ulusal hükümetlerle teknoloji şirketlerinin işbirlikleri; ve
Kent sakinleri için yerel derecelendirme sistemleri oluşturmak üzere belediye idarelerinin teknoloji şirketleriyle çalışması.
"Xinyi+" (信易+) Projesi
Merkezi hükümetin öncülük ettiği kayda değer bir çabayla, NDRC; finansal teknoloji (dijital ödemeler, mikro kredi, yatırım) firması Ant Financial, “Çin'in Uber'i” Didi Chuxing ve seyahat rezervasyon web sitesi CTrip gibi kendi hizmetlerinin pazarlarına hakim olan teknoloji şirketlerini "Xinyi+" (信易+) projesi kapsamında ‘yeni bilgi paylaşım platformları oluşturmak üzere’ bir araya getirdi. Proje, kullanıcıların örnek davranışları karşılığında ödül ile teşvik edilmeleri şeklinde pazarlanıyor, ancak aynı zamanda merkezi hükümete, teknoloji şirketlerinin platformlarında devletin kırmızı liste verilerini kullanmalarını mümkün kılarak, bu şirketler üzerinde daha fazla kontrol imkanı sağladıkları izlenimini de verebilir. Kabaca “kredi kolaylığı” anlamına gelen "Xinyi+" beş ayrı fakat birbiriyle bağlantılı sisteme bölünmüştür. Örneklerden ikisi aşağıda sıralanmıştır:
Didi Chuxing'in NDRC ile bir mutabakat imzaladığı “Xinyi Taşımacılığı” (信易行) girişimi, “güvenilirlik açısından ‘kırmızı listede’ yer alan kişiler Didi Chuxing'in yazılımını kullandıklarında, taksi çağırmada öncelikli olacaklarını, yolculuklarda indirim alacaklarını ve indirimli olarak ve depozito ödemeden bisiklet kiralayabileceklerini” beyan etmektedir (China News Network, 2018).
“Xinyi Rental” (信易租) potansiyel kiracılara ev ve ofis alanı kiralama konusunda kararlar vermek için Ant Financial'ın Sesame Credit ürününden elde edilen verileri kullanmıştır (Credit China, 2018).
Bu şirketlerin yalnızca kırmızı listelere mi güvendikleri yoksa kendi özel kullanıcı verilerini devlet tarafından sağlanan verilerle birleştiren değerlendirme modelleri mi geliştirdikleri belirsizliğini korumaktadır. Bu soru, teknolojik başarılarından dolayı örnek kabul edilen kredi şehirleri incelendiğinde daha karmaşık hale gelmektedir.
Şehir Yönetimleri
Şimdiye kadar Çin'de devlet tarafından övülen kredi şehir örnekleri genellikle bir şehir yönetimi ile tek bir büyük teknoloji firması arasındaki işbirliklerini kapsamaktadır. Hükümetin övgüsünü kazanan iki şehir, 10,6 milyon nüfuslu ve Şanghay'a yaklaşık 100 km uzaklıkta bulunan Suzhou ve 2017'de 7,6 milyonluk bir şehir olan Fuzhou'dur.
Suzhou belediye yönetimi, yerel ‘Osmanthus Points’ (桂花分) (Osmanthus Puanları) puanlama sistemini geliştirmesi için 2015 yılında Alibaba'nın yan kuruluşu Ant Financial'a başvurdu ve bu sistem şehre bu yılki Kredi Şehirleri Zirvesi'nde bir inovasyon ödülü kazandırdı (Xinhua, 2018). Suzhou sakinleri 100 puandan başlayan ve maksimum 200 puana ulaşabilen krediler kazanmaktadır. Modern Suzhou dergisinde yer alan bir habere göre, Osmanthus Puanları'nın “temel verileri kamu güvenliği, vatandaş işleri, aile planlaması, sosyal güvenlik ve diğer devlet bürolarının yanı sıra iş birimlerinden gelmektedir” (Modern Suzhou, 2016). Bir kişinin adı herhangi bir devlet kara listesinde yer alıyorsa, kamuya açık bu bilgi, kişinin Osmanthus Puanlarını düşürecektir. Kan bağışı, gönüllü çalışma ve ödül ya da onur kazanma durumunda puanlar artar. Bugüne kadar, düşük puandan kaynaklanan ‘cezanın’ yüksek puana sahip olmanın getirdiği avantajlardan mahrum kalmak olduğu görülüyor. Şehir, henüz tüm yüksek puan avantajlarını açıklamasa da, ödüllendirebilecek potansiyel kurum ve departmanların listesi kütüphaneler, toplu taşıma, eğitim, sağlık, iş bulma ve kamu hizmetlerini içeriyor.
Benzer şekilde, güneybatı sahil kenti Fuzhou'nun belediye yönetimi de Ant Financial'ın rakibi JD Finance ile bir dizi yerel kredi şehri girişimi üzerinde çalışıyor. Büyük e-ticaret şirketi JD.com'un fintech kolu olan JD Finance, Fuzhou ve diğer şehirlerin benimsediği “akıllı şehir kredi platformu” olarak adlandırılan sistemin inşasında yapay zeka kullandığının reklamını açıkça yapan birkaç teknoloji firmasından biridir (Securities Times, 2018). Ancak şirket, yapay zekanın vatandaşların güvenilirliğini değerlendiren modellerde mi, kullanıcıların kimliklerini doğrulamak için yüz tanıma özelliğini kullanan kameralarda mı, yoksa kredi şehir hizmetlerinin diğer bileşenlerinde mi yer aldığı konusunda net değil. Fuzhou'nun tarihi “Üç Yol ve Yedi Sokak” (Three Lanes and Seven Alleys) (三坊七巷) mahallesi, JD Finance'in şehir için oluşturduğu “Jasmine Points” (茉莉分) platformunda yüksek puan alanlara avantajlar sunuyor. Bu ödüller depozitosuz şemsiye kiralamadan JD'nin insansız süpermarketinde indirime kadar uzanmakta ve yine düşük puanı olanlar için riskin düşük olduğunu göstermektedir.
Suzhou ve Fuzhou örnekleri öğreticidir çünkü buralarda gözlenen başarılı uygulamalar küçük şehirlerde mümkün olmakla birlikte Beijing ve Şangay gibi büyük ölçekli şehirlerde tekrar edilmeleri daha zordur. Dahası, yerelleştirilmiş puan sistemlerinin mevcut halleriyle, insanların sosyal statülerini ne iyiye ne de kötüye götürebildikleri için büyük ölçüde göz ardı edildikleri görünmektedir.
Kamu Bilinci ve Tutumlar
Tsinghua Üniversitesi ve Xiaokang dergisinin ortaklaşa gerçekleştirdiği en az bir anket girişime dair bazı görüşlere ışık tutsa da, kaç kişinin sosyal kredi sisteminin kredi şehri bileşeninden haberdar olduğunu veya bu bileşenle ilgilendiğini ölçmek zordur (Liu, 2016). Ankete katılanların yarısından biraz fazlası (yüzde 55,5) kredi şehirlerinin oluşturulmasında güvenilir davranışlar için ödüller ve güvenilmez davranışlar için ortak cezalar verilmesi gerektiğine inanmaktadır, ancak ankete katılanların yalnızca üçte biri (yüzde 33,8) kara listelerin ve kırmızı listelerin kamuya açıklanması gerektiğini düşünmektedir. Dahası, katılımcıların üçte birinden azı (yüzde 29,2) “kredi bilgisi paylaşımı” uygulamalarını onaylarken, benzer bir oranda katılımcı da (yüzde 26,5) “güvenilmez davranışları ifşa etmek için dürüstlük ağları ve benzeri platformların kullanılmasını” desteklemektedir; ki burada söz konusu ağlardan kasıt kısmen, kara listeye alınmış kuruluşları utanç listelerinde yayınlayan web siteleri ve uygulamalardır.
Bu anketin sonuçları, gizlilikle ilgili hususların yanında kara listeye alma, kırmızı listeye alma ve ortak ödül ve cezaların sosyal sonuçları hakkında şüphe uyandırmaktadır. Örneğin, belirli sosyal gruplar diğerlerine göre daha sık mı kara listeye veya kırmızı listeye alınıyor? Dikkat çekicidir ki kredi şehirlerinin inşası konusunda hükümete danışmanlık yapan yetkililer ve akademisyenler gözlerini farklı bir dizi konuya dikmiş durumdalar.
Çinli Yetkililerin Kendi Sistemlerine İlişkin Değerlendirmeleri
En son düzenlenen Kredi Şehirleri Zirvesi'nde NDRC müdür yardımcısı Lian Weiliang kredi şehirleri girişimindeki eksiklikleri tespit etmiştir (Lian, 2016). Bunlar arasında “çifte tanıtım” (双公示) koşulunun yetersiz, gerektiğince yerine getirilmemesi (devlet bürolarının hem bireylere hem de şirketlere verilen ceza ve para cezalarını yayınlaması), kredi bilgilerinin zamanında güncellenmesine yönelik mekanizmaların eksikliği ve düşük kaliteli verilerin yaygınlığı yer alıyordu. Ekonomist ve Pekin Üniversitesi Çin Kredi Araştırma Merkezi Başkanı Zhang Zheng, sosyal kredi sisteminin geliştirilmesi konusunda NDRC'ye danışmanlık yapmış ve “kent sakinlerinin kredi bilgilerine ilişkin verilerin toplanması, işlenmesi, kullanılması ve paylaşılmasına ilişkin kamu düzenlemelerinde hala eksiklikler olduğu” konusunda uyarıda bulunmuştur (Zhang, 2017). Sosyal kredi sisteminin geliştirilmesinde önde gelen isimlerin bu görüşleri, devlet büroları arasında düzenli bilgi paylaşımını sağlamanın karmaşıklığı ile daha da pekişmektedir. Ulusal siber güvenlik yasasının yürürlüğe girmesinden bu yana, bu birimlerin birçoğunun, veri ihlali meydana gelmesi halinde cezalandırılma korkusuyla birbirleriyle veri paylaşma konusunda daha da isteksiz davranmaları olasıdır (Dai, 2018). Dahası, Çinli uzmanların acil olarak tanımladıkları sorunlar, sosyal kredi sisteminin teknolojik gelişmişliğine dair abartılı yabancı tasvirler ile mevcut büyüme sancıları arasındaki boşlukları ortaya koymaktadır.
Yurtdışı medyasında sosyal krediyle ilgili abartılı haberlerin çoğu, sistemi Alibaba'nın City Brain'i (Şehir Beyni) gibi çok konuşulan projelerle (öncelikle şehir trafiğini izlemesi ve yönlendirmesiyle tanınan akıllı şehir birimi) ve Çin'in diğer teknoloji devlerinin benzer yurtiçi projeleriyle bir tutuyor. Bu çabalar, Sidewalk Labs ve yerel kolluk kuvvetleriyle ortaklık kuran diğer ABD'li muadillerinin çalışmalarına daha çok benziyor, ancak sosyal kredi sistemiyle ilişkili olduklarına dair kanıt mevcut değil. Çin'in en büyük teknoloji firmalarının akıllı şehir projelerini saran söylentilerin çoğuyla kıyaslandığında, Kredi Şehri konsepti yeni veri üretmeye değil, halihazırda başka amaçlar için rutin olarak toplanan verileri tekrar kullanmaya yöneliktir. Mevcut politika belgelerinde, kredi şehirlerinin bireyler ve şirketler hakkında daha ayrıntılı veri toplamak için ‘Nesnelerin İnterneti’ teknolojilerini devreye sokacağına dair herhangi bir belirti de bulunmamaktadır. Kredi şehirlerinin temelleri, akıllı şehirlere yönelik kurumsal planlardan çok daha az karmaşık olsa da, en son Kredi Şehirleri Zirvesi'nde belediye başkanlarının katılımıyla yapılan bir anket, belediye başkanlarının yüzde 81'inin “kredi şehirlerinin tam olarak hayata geçirilmesi için tahminen on yıl daha gerekeceği” yönünde görüş bildirdiğini ortaya koymuştur (Computerization of Finance, 2017).
E-ticaret ve araç paylaşım verileri gibi piyasa kredi verisi olarak adlandırılan bilgilerin, kredi şehirlerinde nasıl toplandığı ve kullanıldığı konusunda hala değinilmemiş riskler var ve teknoloji şirketlerinin devletle işbirliğinin boyutları belirsizliğini koruyor. Şimdilik, fiili olarak puanlama sistemleri bulunan kredi şehirlerinde düşük puan alanlar için riskler hâlâ az, düşük puanın sonuçları ağır değil. Bu derecelendirmeler kredi başvuruları ya da iş başvurularının değerlendirilmesi gibi sosyoekonomik açıdan önemli durumlarda kullanılmıyor ve bu seçim süreçlerinde bir belirleyici unsur olup olmayacağı da şimdilik bilinmiyor. Kredi şehirlerinde her yerde bulunan bilişim görüşü, Çin'deki tüm güvenlik kameralarının bir merkezden puan vermek için bireylerin davranışlarını sürekli kaydettiğini varsayan yanlış haberleştirilmiş sosyal kredi anlatılarına kıyasla çok zayıf kalmaktadır. Çin'de yapay zeka yatırım ve araştırmalarına öncelik verilmesine rağmen, yapay zekanın kredi şehirlerinde nasıl kullanılacağına kıyasla sosyal kredi sisteminin geliştirilmesinin önündeki pek de heyecan verici olmayan bürokratik engellerin nasıl aşılacağı konusunda çok daha fazla mürekkep sarf edilmiştir.
Sonuç
Kredi şehirlerinin deneysel niteliği, politika yapıcıların Çin'deki diğer şehirlerde de tekrarlamak isteyecekleri sonuçlar üretebilir ya da tam tersine, etkisiz oldukları kanıtlanabilir ve nihayetinde başka çözümlerle değiştirilebilirler. Kamu ve piyasa kredi verilerinin bütünleşmesinin, önümüzdeki birkaç yıl içinde gerçekleştiği varsayılsa bile, her yerde olan bilişim ideallerinin doğası gereği, o zamana kadar hedefler muhtemelen bir kez daha değişecektir. Çin'de kredi şehirleri gibi akılda kalıcı proje isimlerinin raf ömrü kısa olabilir; bugün bir kredi şehrini benzersiz kılan kamu ve özel şirket verilerinin entegrasyonu, bu modelin altında yatan ödül ve ceza sistemleri kanıksanmış bir altyapı haline geldikçe, birkaç yıl içinde onu diğer şehirlerden ayırt edilemez hale getirebilir. Yine de bu sanat eseri terim ortadan kaybolmadan önce takip edilmeyi hak ediyor çünkü zamanın bu noktasında devlet ile teknoloji sektörünün veri toplama ve analiz yetenekleri arasında bir bölünmüşlük olduğunu gösteriyor. Sosyal kredi sistemi hakkında neyin doğru olup olmadığını anlamak ne kadar kritikse, devlet ve teknoloji devlerinin birbirlerinden neye ihtiyaç istediklerini ve işbirliklerinin Çin'deki günlük yaşamın dokusunu nasıl da incelikle değiştirdiğini farkına varmak daha da önemlidir.
🌍