Robert F. Kennedy Jr.'dan Partisine Açık Mektup
ABD'nin efsane başkanı John F. Kennedy'den sonra, amcası gibi başkanlığa soyunan Kennedy Jr. "Partim yolunu kaybetti." diyerek mensubu olduğu Amerikan Demokratlarını demokrasiye davet etti.
“Partim yolunu kaybetti. İşte Demokratik Ulusal Komite'ye yazdığım ve ‘Lütfen örnek olun ve bu ülkede şimdiye kadar görülmüş en şeffaf, eşit, engelsiz ve güvenilir seçimi gerçekleştirin.’ çağrısında bulunduğum açık mektup.”
Temsilciler Meclisi Sözcüsü Kevin McCarthy’nin, Başkan Joe Biden’ın başkanlıktan azline yönelik soruşturmayı 12 Eylül 2023 tarihi itibariyle resmen başlattığını duyurmasıyla birlikte Amerika Birleşik Devletleri çalkalanıyor.
Bu çalkantılar ve ardı ardına gelen açıklamalar fırtınasında, bir önceki başkanları Donald Trump’ın görevden azli için deyim yerindeyse nefes almadan uğraşmış bir isim olan Demokrat Partili Senatör Chuck Schummer, mevcut başkan Joe Biden hakkında başlatılmış olan azil soruşturması kararını yorumladığı sözleri ile epey tepki çekti.
Gûngen olarak 2024 Amerika Birleşik Devletleri seçimlerinin sağ sağlim ve sağlıcakla yapılmasını can-ı gönülden diliyoruz. Ve fakat önümüzdeki günlerin ciddi siyasi çalkantılarla geçeceğini öngörmemek de mümkün değil.
Sorunun aktörler bazında olmadığını, hem Amerikan siyasi ikliminin hem de mensubu olduğu Demokrat Parti’nin içine sürüklendiği ahval ve şeraitin soruna kaynaklık yaptığının farkında olanlardan birisi de, Kennedy Ailesinin Amerikan siyasetine hediye ettiği son isim olarak 2024 başkanlık seçimlerinde adaylığını açıklamış olan Robert F. Kennedy Jr.
13 Eylül günü itibariyle Demokratik Ulusal Komite’sine açık mektup yazarak bir çağrı yaptı. Demokrat Parti’nin savaş kışkırtıcısı bir parti haline gelmiş olduğunu çekinmeden söyleyen Kennedy Jr tarafından kaleme alınan bu manifesto niteliğindeki çağrısını, Gûngen olarak Türkçeleştirerek sizlerle paylaşalım istedik. Çevirinin altında, Robert F. Kennedy Jr. imzalı orijinal metni de görebilirsiniz.
♾️
Sayın Başkan Harrison ve Demokratik Ulusal Komite Üyeleri,
Bazılarınızı iyi tanıyorum. Birkaçınız en eski arkadaşlarım arasındasınız. Diğerlerinizle ise hiç tanışmadım. Ancak kamu görevlileri ve Amerikalı dostlarım olarak, hepiniz benim ailemsiniz.
Aile bireyleri birbirine doğruyu söyler, elinden geldiğince incelikle, sevgiyle ve hepsinden önemlisi samimiyetle. Yanlış yollara saptığımızda ya da kendimizi yeterince iyi ifade edemediğimizde, bize ayna tutmak ve bizi gerçek amacımıza ve kendimizi en iyi şekilde ifade etmeye yönlendirmek ailemizin sorumluluğudur. Bu nedenle tam da şimdi size yazmak zorunda olduğumu hissediyorum, çünkü benim şahsi kanaatime göre, her ne kadar sınırlı olsa da, Demokrat Parti yolundan sapmış durumda.
Bölünmüşlük, kriz ve kargaşa dönemi yaşıyoruz, ancak bu dönemler ulusumuzun tarihinde ilk kez yaşanmıyor. Muktedirler her zaman halkın egemenliğini ve sesini inkar ederek toplum üzerindeki kontrollerini sürdürme eğilimiyle karşı karşıya kalırlar. Ancak ulusumuzun kuruluşundan bu yana, birçok mücadele boyunca, bunun yerine özgürlüğü savunduk. Kurucularımız bunun için kanlarını döktüler. Sivil haklar hareketi bunun için savaştı, Demokrat Parti de Kennedy ve Johnson yönetimleri altında bunu destekledi ve nihayetinde Oy Hakkı Yasası ile sonuçlandı. Modern zamanlar boyunca Demokrat Parti sansüre karşı mücadele etti, sivil özgürlükleri korudu, şirketlerin etkisine direndi ve mümkün olduğunca çok sayıda seçmene oy hakkı tanımaya çalıştı. Demokrat Parti gerçekten de adının hakkını verdi —demokrasinin partisi, halkın partisi.
Amerika'daki tüm okullarda verilen yurttaşlık bilgisi derslerinde öğretmen hiçbir zaman "Başkanın bir önceki seçimde kaybettiği eyaletler hariç" diye eklememişti. Evrensel oy hakkı için verdiğimiz mücadelenin tüm görkemli anlatımlarında hiçbir öğretmen "ve halkın kararı yönetici elitlerin tercihine uymuyorsa bozulmalıdır" diye eklemedi. Oysa DNC'nin onay bekleyen kuralları, New Hampshire'ın oylarını çöpe atarak, Iowa'da oy kullanma hakkını sınırlayarak ve parti görevlilerini halk oylamasını sulandırmak ve kontrollü bir zafer sağlamak için seferber ederek tarihte tam da bu yeni sayfayı açmaktadır.
Ne yazık ki son yıllarda parti liderlerimiz kontrol hırsına yenik düştüler. Ön seçimlere defalarca müdahale ederek bir kişi, bir oy şeklindeki belirleyici demokratik ilkeyi tehlikeye attılar. Parti mekanizmasını ele geçirdiler ve son yıllarda sansür gücünü siyasi rakiplerine yönelterek, dürüst demokrasi yerine siyasi zaferi göndere çıkardılar.
Bu ülkenin dört bir yanındaki okullarda çocuklarımıza, kendi kaderlerini tayin etme konusunda devredilemez bir hakka sahip olduklarını, hangi şehirde, hangi inançta ya da hangi koşullarda doğmuş olurlarsa olsunlar, her birinin kendi seçtikleri yaşam ve toplum için oy kullanma konusunda eşit hakka sahip olduklarını öğretiyoruz. Ve bir gün onlar da kendi fikirlerini ortaya koyma ve birbirinden farklı emsallerinin eşit oylarına dayanarak seçilme ya da seçilmeme şansına sahip olacaklar.
Amerika'daki tüm okullarda verilen yurttaşlık bilgisi derslerinde öğretmen hiçbir zaman "Başkanın bir önceki seçimde kaybettiği eyaletler hariç" diye eklememişti. Evrensel oy hakkı için verdiğimiz mücadelenin tüm görkemli anlatımlarında hiçbir öğretmen "ve halkın kararı yönetici elitlerin tercihine uymuyorsa bozulmalıdır" diye eklemedi. Oysa Demokratik Ulusal Komite'nin onay bekleyen kurallarının önerdiği, New Hampshire'ın oylarını çöpe atan, Iowa'da oy erişimini sınırlayan ve seçmen oylarını suistimal etmek suretiyle kontrollü bir zafer sağlamak üzere parti çalışanlarını seferber eden yeni tarih sayfası tam da budur.
DNC'nin münazara düzenlemeyi reddetmesi de aynı derecede moral bozucu. Teammül meselesi tamamen uydurmadır, zira 40 yılı aşkın bir süredir görevdeki bir adaya karşı ciddi bir önseçim mücadelesi yapılmamıştır. (Her ne kadar halen başkan yardımcısı olan Al Gore 2000 yılında rakipleriyle münazara yapmış olsa da) Seçmenler adayların belirleneceği rekabetçi bir süreci hak etmektedir ve demokrasi bunu gerektirmektedir. Partinin adayını belirleyecek olan, partinin içinden birini atayanlar değil, partinin seçmenleri olmalıdır.
Tüzük ve yönetmelikteki tarafsızlık ilkesine rağmen Demokratik Ulusal Komite ile Joe Biden'ın kampanyası mali ve stratejik açıdan tek bir blok haline gelmiştir. Demokratik Ulusal Komite'nin bir adayı diğerine tercih etmemesi gerekir. Adil, demokratik bir seçim sürecini denetlemesi ve ardından seçmenlerinin seçtiği adayı desteklemesi beklenir.
Ülkemizin tehlike altındaki demokrasisi hakkında son yıllarda çok şey söylendi. Onlarca yılını çevreyi kirleten yozlaşmış şirketlerle mücadele ederek geçirmiş biri olarak, nesli tükenmekte olan türlerin boş konuşmalarla kurtarılamayacağına yemin edebilirim. Kel Kartalı Hudson Nehri Vadisine bir basın toplantısı düzenleyerek geri getirmedik. Hayatta kalmasını tehdit eden kirliliği temizleyerek ve yeni yavruları doğaya bırakarak bunu başardık.
Nesli tehlikede olan demokrasimiz de farklı değil. Kurtuluş, toplumumuzu zehirli ayrışmalardan ve siyasi sularımızı kirleten şirketlerin açgözlülüğünden arındırmakta yatmaktadır. Kurtuluşumuz, ses getiren konuşmalarda değil, demokrasinin sağlıklı örneklerinin özenle yeşertilmesi, desteklenmesi ve korunmasında yatmaktadır.
Kamu görevlisi ve demokrasinin bekçisi sevgili aileme yürekten bir davette bulunmak istiyorum. Lütfen örnek olun ve bu ülkede şimdiye kadar görülmüş en şeffaf, eşit, engelsiz ve güvenilir seçimi gerçekleştirin. Bunu yapabilecek güce sahipsiniz. İnsanların inancını, Demokrat Parti'ye ve demokrasinin kendisine olan inancını, yeniden tesis etme gücüne sahipsiniz.
Ailecek, nasıl bir miras bırakmak istediğinizi baş başa vererek ve sahip olduğunuz yüksek iradeyle istişare ederek düşünmenizi tavsiye ediyorum. Her ne pahasına olursa olsun korkak ve umutsuz bir güç arayışı mı olacak? Yoksa demokrasiye gerçekten inananları temsil eden, kendinden emin ve vakur bir ön açma mı olacak? Eğer bu düşünceler içinde kendinizi bilgece bir öğüt ararken bulursanız, size George Washington'un veda sözlerini öneririm - iktidarı gönüllü olarak devretmesiyle günümüzde bile hala örnek teşkil eden bir lider.
"Partiler," diye uyarmıştı Washington, "kurnaz, hırslı ve ilkesiz insanların halkın gücünü alaşağı etmelerini ve hükümetin dizginlerini kendi ellerine almalarını sağlayan güçlü araçlar haline gelirler ve daha sonra kendilerini hak etmedikleri bir hakimiyete taşıyan mekanizmaları tahrip ederler."
Demokrasinin mekanizmasını en az benim kadar kutsal saydığınızı umarak yazıyorum şu an size. Toplumun hoşnutsuz olduğu bu dönemde, halka daha az değil, daha fazla yetki vermeniz ve böylece kendiniz, Amerikan halkı ve büyük ulusumuzu doğuran kendi kaderini tayin etme ideali için en doğru olanı yapmanız için dua ediyorum.
Daha mükemmel bir birliğin hizmetinde,
Robert F. Kennedy, Jr.
🌍